19 Mart 2015 Perşembe

Kısırkaya Toplama Kampı Davası Görüldü


Kısırkaya hayvan toplama kampının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile açılan davanın ilk duruşması bugün İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nde görüldü. Davacı vekil avukatlar, toplama kampının hukuksuz ve mevzuatta yer alan barınak şartlarının neredeyse hepsine aykırı olduğunu belirterek projenin iptalini talep etti. İBB vekilinin, toplama kampının ve arazi seçiminin mevzuata uygun olduğunu iddiasına karşılık olarak, davacı vekilleri toplama kampı için keşif talebinde bulundu. Duruşma bitti, mahkemenin vereceği karar beklenmektedir.

Arazilerin niteliklerinin hukuksuzca değiştirilmesi ve ranta açılması tartışmalarını da beraberinde getiren söz konusu proje kent, doğa ve yaşam haklarına karsı çok sayıda suçun işlendiği bir usulsüzlük anıtıdır. Bu dev tesis, kısa bir süre içerisinde sokak hayvanlarının tecrit edileceği, kontrol ve denetimin sağlanamayacağı bir toplama kampı haline dönüşecektir. İstanbul'un tüm sokak hayvanlarını ilgilendiren ve bölgenin ranta açılmasında bir basamak olan bu tesisin açılmasına rızamız yok. 

Bu aşamada tüm yaşam savunucusu dostları dayanışmaya ve bu hukuksuzluğu ifşa etmeye çağırıyoruz. Duruşma fotoları ve Kısırkaya toplama kampı gerekleri ekte sunulmaktadır.

Dayanışmayla..



Dava hk. bazı haberler



#KısırkayaOlümKampı  #KısırkayaToplamaKampı
#İBBpanikte  #KanlıTasarıyıGeriÇek  




Sayın Demirtaş: Hayvanlar Faşist Değildir. “Hayvanlık” Hakaret Değildir. Ajal Ne Faşîste.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş,  19 Aralık 2014 tarihindeki HDP Mardin İl Kongresisi’nde, 19 Aralık 1978 Maraş Alevi katliamını “kutlamak”(!) için bir süre önce bildiri dağıtan faşistleri hedef alarak:  “Hangi insan evladı, insanlıktan şu kadar zerrece nasibini almış hangi insanoğlu bir katliam günü, ‘Gelin kutlayalım bu katliamı!’ diye bildiri dağıtabilir? Bunu faşizmle de açıklayamazsınız. Hayvanlıktır başka bir şey olamaz! Bunu yapanlar insan olamaz sadece hayvanlıktır!” şeklinde konuştu. 

Bir özgürlük  savunucusu olarak Maraş katliamını lanetliyorum! 19 Aralık 2000'de devletin dört duvar arasında görünmez alevlerle yakarak hayatlarını söndürdüğü devrimcilere yapılan katliamı lanetliyorum!  Roboski katliamını lanetliyorum! Madımak katliamını lanetliyorum! Ve faşizmi lanetlerken faşist ideolojiyi deşifre ediyorum:  Irkçı ideoloji için bir grubu yok etmeyi meşrulaştırmanın en kolay yolu o  grubu “insan”dan uzaklaştırmak olmuştur. Neden ırkçı Nazi ideolojisi; Yahudileri, Slavları, Çingeneleri ve Afrikalıları “untermenschen” yani “altinsan” olarak tanımladı? Böylece onları hayvana yaklaştırmışlardı ve hayvan öldürmek sorun değildi(!) Çünkü insan, hayvandan üstün tutuluyordu.  Türcülük yani insan menfaati için hayvana uygulanan ayrımcılık, faşizmin en eski formudur.

Irkçı ideolojinin temelinde türcülük yer almaktadır. Tarihte; ırkçıların, insana yönelik faşizmi başlatmaları için yapmaları gereken şeyin, hedeflerindeki grubu,  “insan statüsünden çıkarmaları” eylemi, bize, faşizmin olgusal olarak çoktan var olduğunu (hayvanlar üzerinde); yapılan yegâne şeyin, faşistlerin, hedef kitlesini genişletmek olduğunu göstermektedir. Bir ayrımcılık türü olan ırkçılığa başka bir ayrımcılık türü ve ırkçılığın kaynağı olan türcülük içeren bir söylemle karşı durulamaz.

Türcülüğü ırkçılıktan ya da ırkçılığı türcülükten ayrı düşünemeyiz. İşte bu yüzden hayvan özgürlüğü, insan özgürlüğü tek dava tek mücadeledir! Kürt halkının ve tüm halkların özgürlüğünü savunarak; ırkçılık, cinsiyetçilik, engelli ayrımcılığı, yaşçılık, lgbti ayrımcılığı ve her türlü ayrımcılığa karşı olarak Sayın Demirtaş’ın “hayvanlığı” hakaret olarak kullanarak “türcülük” yaptığını telaffuz ediyor, bu hususta kendisinden bu yazıyı okuyarak düşüncelerini yeniden değerlendirmesini ve hayvanlardan özür dilemesini talep ediyor ve kendisini veganlığa davet ediyorum.

İnsan özgürlüğü için hayvan özgürlüğü;  hayvan özgürlüğü için insan özgürlüğü kaçınılmazdır ve birbirlerinden ayrı düşünülemez.


İnsan-dışı-hayvanlar, tıpkı insan gibi hissedebilir (acıyı hazzı bilen) canlılardır. Acıyı, mutluluğu, tutsak edilmeyi, hazzı, ıstırabı ve stresi bilirler; sinir sistemleri vardır. Hiçbir hayvan; mal ve kaynak, yiyecek ve içecek, kıyafet ve aksesuar,  kozmetik ve medikal ürün, denek ve eğlence, ulaşım, spor ve kumar aracı değildir. Vegan olmak, hissedebilir bütün canlılara karşı âdil olmak ve ayrım yapmaksızın faşizmi bitirmek için başlama noktasıdır.

15 Mart 2015 Pazar

Basın Bülteni 15.03.2015 / Yeryüzüne Özgürlük Derneği: Azerbaycan'daki köpek katliamı protesto edildi

Basın Bülteni
15.03.2015 / Yeryüzüne Özgürlük Derneği


Azerbaycan'daki köpek katliamı protesto edildi

2015 Avrupa Olimpiyatla için sokak hayvanlarını diri diri yakma görüntüleri uluslararası basına yansıyan Azerbaycan devleti; İstanbul, Ankara ve İzmir'de eşzamanlı protesto edildi.
Hak savunucuları katliamın acilen durdurulmasını istedi.

Hayvan özgürlüğü savunucuları, Azerbaycan'da Haziran ayında düzenlenecek 2015 Avrupa Olimpiyatları için sokak hayvanlarını diri diri yakmaya başlayan Azerbaycan devletini protesto etmek için İstanbul'daki Azerbaycan Konsolosluğu önünde eylem yaptı. Yaklaşık yüz kişilik grup,"Bakü'de Devlet Köpekleri Yakıyor” pankartıyla yürüdü ve Konsolosluk kapısına yakılan hayvanları temsilen kül döktü.

Aktivistler saat 14:00'da Levent'teki Akmerkez Alışveriş Merkezi önünde buluşarak Azerbaycan Konsolosluğu'na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca trafiği tek yönlü olarak kapatan aktivistler, "Bakü demek, Katliam Demek", “Azerbaycan Kan Kokuyor” ve “Susma Haykır, Özgürlük Haktır” gibi sloganlarlar attı. Konsolosluk önüne varıldığında çevik kuvvetle karşılaşan gruba emniyet görevlileri tarafından Konsolosluk önünde eylem yapılamayacağı söylendi; kısa süreli tartışmanın ardından aktivistler Konsolosluk önünde eylemlerini sürdürdü.

Basın açıklamasını okuyan Güray Tezcan, 2015 Avrupa Oyunları için yapılan katliamın münferit olmadığını, daha önce 2012 Bakü Eurovision Şarkı Yarışması için de sokak hayvanlarının topluca öldürüldüğünü hatırlattı ve "Medeniyet adına sokak hayvanlarını ortadan kaldıran zihniyet, sadece hayvanlara değil Bakü'de hayvan haklarını gündeme getiren kişilere de şiddet uyguluyor” dedi.

Basın açıklamasının sonunda İstanbul'da çeşitli eylemlerle gündeme gelen 20 bin kapasiteli Kısırkaya barınağından bahsedilerek, hayvanların yerinin şehirden uzak büyük barınaklar değil sokaklar olduğu vurgulandı.

Açıklamanın ardından aktivistler yakılan köpekleri anmak için, Konsolosluk önüne kül yığarken “Hepimiz Hayvanız, Yakmakla Azalmayız” sloganları attı. Bazı eylemcilerin kül üzerine Azerbaycan bayrağı çıkartmalarını koymasının ardından polisler bayrakları topladı.
Hayvan özgürlüğü aktivistleri, bütün hak savunucularını Avrupa Olimpiyatları için yapılan katliamlar durdurulana kadar Azerbaycan üzerinde baskı oluşturmaya ve 2015 Avrupa Oyunları'nı boykot etmeye çağırdı.

Azerbaycan'ı protesto eylemleri, 16 Mart 2015 Pazartesi günü de Tiflis ve Moskova'daki Azerbaycan Konsoloslukları önünde eşzamanlı olarak yapılacak.
                                                                                    ---SON---
Not: Hayvansever değiliz, bizler için bu ifadeyi kullanmazsanız seviniriz. Fotolar mailin ekinde, video bir saat içinde mail atılacak. Basın irtibat: Güray Tezcan, 05346192849


10 Mart 2015 Salı

Hayvan Hareketindeki Temel Hatalar: “Sirk=İşkence” Önermesini Temel Sirk Karşıtlığı Olarak Kullanmadaki Problem ve Sakınca



Hayvan sirkleri, hayvan kullanımının eğlence kısmında karşımıza çıkan bir hayvan kullanımıdır. Hayvan kullanımı günlük hayatta karşımıza peynir, süt, yumurta, atlı fayton, bal, kürk, deri ceket, hayvan deneyleri, ipek gömlek, yün kazak vb. şeklinde çıktığı gibi zaman zaman da sirk olarak çıkmaktadır.


Hayvan hakları ve hayvan özgürlüğü açısından sirke karşı çıkışın “çünkü sirkte işkence var” önermesi üzerinden inşa edilmesi, hayvan sirkini savunanlar ve genel olarak hayvan kullanıcılarına, sirkleri çok basit bir manevra ile meşrulaştırma fırsatı vermektedir. Bu fırsat, hayvan sirki işletmecilerinin “Biz bu hayvanları işkence etmeden eğittik.” demesi kadar basit bir cümledir. Oysa sirklerdeki asıl sorun, işkence değil, o hayvanların o sirklerde bulunmasının yanlışlığıdır. Hayvanların yeri sirk değildir. Hayvanlar, insanın eğlencesi değildir. Hayvanlar, teşhir edilebilecek canlılar değil; bizler gibi hissedebilir (acıyı, hazzı bilen, sinir sistemi olan) canlılardır ve sirklerde yeri yoktur!


Karşı çıkmamız gereken şey, işkence değil; tek bir hayvanın dahi bir sirk işletmesi içinde yer alıyor oluşudur! Karşı olmamız gereken şey hayvan kullanımıdır. İçinde hayvan kullanılmayan sirkte hayvana işkence zaten olamaz. Sirklere, işkence için değil; hayvanların sirkte yeri olmadığı için karşı çıkmalıyız. Aksi bir duruş bizi hayvan hakları ya da hayvan özgürlüğüne değil, hayvan refahına götürecektir.

 ...çünkü özgürlük tek başına “işkencesizlik” değil; dolaşım serbestliği, tutsak edilmemek ve kullanılmamaktır.

Hayvan Hakları Savunucusu Kime Denir Kime Denmez


Hayvan hareketinde birbirinden ayrılığı gece ile gündüz kadar net iki kavram var. Bunlar: hayvan hakları ve hayvan refahı. Hayvan refahı yaklaşık 200 senelik bir geçmişe sahip ve bize sunduğu çerçeve: “hayvanlar daha iyi şartlarda sömürülmeye devam etsin”dir.

Hayvan hakları, diğer yanda, hissedebilir (acıyı, hazzı bilen)  canlılar olan hayvanları (bütün hayvanları) kullanamayacağımızı bize söyler.
Hayvan hakları, hayvanların hissedebilir canlılar olduğu noktasından hareketle, hayvanları mal ve kaynak olarak (gıda, kıyafet, denek, eğlence, ulaşım, ürün vb.) göremeyeceğimizin; vücut dokunulmazlıklarını ihlâl edemeyeceğimizin ve vegan olma gerekliliğinin, çizgileri net biçimde çekilmiş sarih anlatımıdır. Hayvan hakları kavramında, veganlıktan daha az olan bir yaklaşıma yer yoktur. 

Hayvan hakları veganlıktır (daha azı değil) ve hayvanların vücut dokunulmazlığını ihlâl etmeye hakkımız olmadığının anlatımıdır. Vegan olmayan birinin kendine “hayvan hakları savunucusu” demesi ise, sadece kavram karmaşasından ibarettir.

Eğer sokak hayvanlarının ya da bir kısım hayvanın haklarını savunuyor ama hayatınızda diğer hayvanları gıda, kıyafet vb. temelinde kullanmaya devam ediyorsanız lütfen kendinize “hayvan hakları savunucusu” demeyin zira değilsiniz. Bunun yerine, bir kısım hayvan için savunduğunuz hakları, eşitlik prensibinden hareketle bütün hayvanlar için geçerli kılın ve vegan olun.

8 Mart 2015 Pazar

Global 1001 ICAM’da Ne İşin Var?

Global 1001




Grand Cevahir Hotel'deki ICAM Konferansı


3-5 Mart 2015 tarihinde İstanbul Grand Cevahir Hotel’de gerçekleşen sokakları hayvansızlaştırma projesi soykırımcı ICAM Koalisyonu toplantısında Türkiye’den geri dönüşüm makinası üreten bir şirket olacağı bilgisine sahiptik fakat şirketin ismi Koalisyon tarafından sır gibi saklanıyordu.
 

Konferans salonuna getirilen geri dönüşüm makinası

Toplantı sırasında çekilen fotoğraflardan bu şirketin “Global 1001” (www.global1001.com) isimli firma olduğunu tespit ettik. Firmanın sayfasını incelediğimizde http://pugedon.com.tr’nin şirketin kendi deyimleriyle “sosyal sorumluluk projesi” olduğunu görüyoruz. Siteye girdiğimizde “Bu proje sayesinde sahipsiz sokak hayvanlarına beslenme odakları oluşturulmaktadır.” yazıyor.

Sokakları hayvansızlaştırma projesi olan ICAM'da, sahipsiz sokak hayvanları için çalıştığını söyleyen Global 1001 isimli firmanın ne işi olduğunu ise merak ediyoruz. Global 1001 adlı firmayı, İstanbul’daki soykırımcı ICAM toplantısına hangi amaçla katıldığını deklare etmeye davet ediyoruz.

ICAM konferansına katılan Global 1001’in  web sitesi: http://global1001.com/

Global 1001’in “Sorumluluk Projesi”nin web adresi: http://www.pugedon.com.tr/

Global 1001’in “Sorumluluk Projesi”nin Twitter adresi: https://twitter.com/pugedonlar

Global 1001’in “Sorumluluk Projesi”nin Facebook adresi: https://www.facebook.com/pages/Pugedon/928083307207956?fref=nf


Öte yandan, aynı marka ismiyle (Pugedon) piyasada yer alan ve Engin Girgin’e ait olan http://www.pugedon.com adresinden ulaşılan “Yücesan Vagon” isimli şirket, konuyla ilgili aşağıdaki açıklamayı yaptı: “Sokaktaki canın canına kast edecek hiç bir oluşumun içerisinde olmadık olmayacağız. Pugedon'u taklit eden çalan hırsızlar ICAM konferansına bir makina götürerek orada Pugedon adı ile bulunmuşlar. Bu Konferansın yanında ne Pugedon ne de Engin GİRGİN'in alakası yoktur.

ICAM Koalisyonu hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

Konferans süresünce gerek Grand Cevahir Hotel önünde ve gerek de sosyal medyada protesto edilen ICAM Koaliasyonunun protesto edildiği sayfa için tıklayın.

GÜNCELLEME: 

Global 1001in konuyla ilgili yaptığı açıklama aşağıdadır:

"2014 yılında sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiğimiz PUGEDON adlı geri dönüşüm sayesinde sahipsiz sokak hayvanlarına mama ve su veren makinelerimizi Belediyelerden izin alarak ihtiyaç olan il ve ilçelere vermekteyiz. Maalesef bazı art niyetli firmalar tarafından karalama kampanyasına maruz kalmış bulunuyoruz. Marka tescil ve patent başvurumuz olan bu ünitemizi taklit eden bazı firmalar ünitemizi taklit ederek rant elde etmeye çalışmaktadır. 05 mart 2015 tarihinde grand cevahir otelde düzenlenen ICAM toplantısına İstanbul Tarım İl Müdürlüğü tarafından bizzat aranarak davet edildim. ICAM ın uyguladığı veya uygulamak istediği her türlü katliamı nefretle ve şiddetle kınıyorum. Benim o konferensta bulunma amacım Orada bulunan herkese Sokakta yaşayan hayvanların da yaşamaya hakkı olduğunu ve canlarımızın daha sağlıklı bir ortamda yaşamaları için yaptıklarımı anlatmak olmuştur. ICAM denen kuruluşla hiçbir ticari veya manevi bir ilişkide bulunmamız söz konusu bile değildir. Sizler dışarda kalabalık bir hayvansever dostlarım ile protesto ederken ben de içerde yanlız başıma onlara bir insanlık dersi vermiş olduğumu düşünüyorum. Yani duyarlı insanların, hayvanseverlerin istediği zaman bir sokak hayvanı için neler yapabileceğini göstermiş oldum. Tekrar üzerine basa basa söylemek isterim ki ICAM denen kuruluş ile hiçbir ilgim ve alakam yoktur. hayvanlara yapılacak her türlü katliamı nefretle le kınıyorum.
ALİ ÖZDEMİR Proje Müdürü. Global 1001 LTd Şti."